Doğu Cephesi'ndeki Kızaklı Keşif Kollarından Biri Karda Problem Yaşayanlara Yardıma Çıkmış Kızaklı YiğitlerYine Doğu Cephesi'nden Bir Fotoğraf: Enver Paşa ve Yarbay Otto von Feldmann Her Şeyi Berbat Etmenin Yollarını Arıyorlar Diyorlar ki Ruslar Bile Ağlarmış Şehidime... Fotoğraf Kötü ama Yine de Çok Şeyler Anlatıyor Görmesini Bilene Bugünkü Kızılay'ın Karşılığı Olan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin Yiğitleri Tipi Altında Şehitlerimizi Taşıyor Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin Yiğitleri ve Tertemiz Yatan; Atası Şehit, Dedesi Şehit, Babası Şehit, ŞehitlerimizGidiş mi Yoksa Gidişin Dönüşü mü Belirsiz, Dönüş de Olsa Vakurdur Milletim
En Acısı Odur ki Kaderinde Varsa Eğer, Esaret de Yaşanır Savaşta
Şehit Düşmek Nasip Olmadıysa Eğer; Bir Başka Ödüldür Gazilik, Eksilse de Vücudunda Bir YerlerOrtada Bütün Azametiyle Bronsart von Schellendorf Paşa'mız ve Sol Başta Osmanlı Genel Kurmay Arşivlerinin Almanlar Tarafından Çalınmasını Önleyebilmek İçin Her Şeyi Göze Alarak, Uşak Ruhlu Osmanlı Üst Makamlarını Harekete Geçirtmek Amacıyla Her Yolu Deneyip de Acı Bir Şekilde Başarısız Olan Binbaşı Abdürrauf Bey3 Mart 1931 Günü Vefat Eden, Sarıkamış'taki Harekâtın O Kış Şartlarında Olmaması Gerektiğini Belirtince Harbiyedeki Öğrencisi Enver Tarafından Azarlana Azarlana Derhâl Emekliye Sevk Edilen, 1914 Köprüköy ve Azap Zaferlerinin Mimarı, Akil Kahraman Hasan İzzet Paşa [Tümgeneral] Tümen Organizasyonu İçin Gelip de Kendisi Bile Anlamadan, Son Hızla Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Oluveren Bronsart von Schellendorf Paşa Hayalleri Peşinde Koşarken Koskoca Bir Devletin ve Binlerce İnsanın Yok Olmasına Neden Olan Başkomutan Vekili Enver Paşa. Ah Damad-ı Şehriyârî Enver, Ah! Allah, Vatanımızı Bugünün Enverlerinin Vereceği Zararlardan Korusun Olayların Önünde Sürüklenen; Yarbayken, Son Hızla Albay, Hemen Ardından da Paşa Yapılan, "Dağlar Üzerinde Yollar Keşfettim. Rütbe Verin Bu isi yapayım." Diyen Adam. Genel Kurmay İkinci Başkanı Damad-ı Şehriyârî: Hafız Hakkı BeyHayatının Neredeyse Tamamını Nezaret Altında Geçirdiği İçin Hiçbir Deneyimi Olmadan Devlete Başkan Olan ve Yöneten Olamadan Sürekli Yönetilen Adam: Sultan Mehmed Reşad Han [35. Osmanlı Padişahı Beşinci Mehmed]"Zirve Anıtı" Olarak da Adlandırılan Sarıkamış Şehitleri İçin Yapılan Anıt. Siz Bir de Sınırın Öte Yanındaki Ermeni Anıtını Görün. Ya Sarıkamış Dayanışma Grubu da OlmasaydıAnıtın Bir Başka FotoğrafıAnıtın Daha Yakından Çekilmiş Bir Fotoğrafı "Sarıkamış Dayanışma Grubu"nun Belirtkesi
.
[Serginin Açılış Tarihi: 22 Aralık 2009]
* SERGİLERİ GEZECEKLER İÇİN GENEL AÇIKLAMA
*Sevgili Okurlarımız
.
"Sessizliğin Sesleri Sanat Galerisi"nin kuruluşundaki tek amaç, "Bilgiyi paylaşmak" düşüncesinden hareketle elde edinilen bilgileri ortak yararlanıma açmaktır. Sergilerimiz; sizlerin de yakından bildiği gibi, fotoğrafların çekildiği yer ve kişi hakkında bilgi vermeye, eldeki belgeler yeterli olduğunda da tarihe ışık tutabilmeye yöneliktir. Bu nedenle fotoğrafların çok net oluşu, iyi kurgulanması, üzerinde sanatsal değer taşıyabilecek gölgelerin oynaşması ve benzeri tüm değerler, çok önemli olduğunu bilmemize rağmen; bizler için daima üçüncü, dördüncü planda kalmaktadır.Tüm "Sessizliğin Sesi Grubu" adına, yayındaki sergilerimizi, "Arşiv Bölümü"nde de belirttiğimiz bu düşünceden hareketle gezmenizi rica ederim.
.
.
Sayfa düzenlemesi Günay Tulun tarafından yapılmıştır
"SESSİZLİĞİN SESLERİ GAZETESİ"NE GEÇİŞ İÇİN BU CÜMLEYİ, SERGİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN "SONRAKİ KAYIT"-"ANA SAYFA"-"ÖNCEKİ KAYIT"veya"ADSAL ARŞİV"İ TIKLAYIN
21 yorum:
Muhteşem Bir Sergi. Teşekkür Ederim.
Şimdi gördüm.Sağ olun.Çok sağ olun.Ellerinize sağlık.Sağ olun.
Evladım resimlere gözlerim yaşararak baktım.Teşekkür ederim.Em.Öğr.Dursun Tüysüzoğlu
Teşekkürler..
Onları saygı ile selamlamaktayız.Tşk.
Şimdi Sayın Üstadım Benim Dedelerimin İkisi Birden Bu Savaşa Katılmış.Birisi Savaştan Yara Alıp Çıkmış Ama Açlıktan Ağır Hastalanmış Aylarca Hasta Yatmış.Annemin babası Yaralanmamış Ama Önce Dizanteri Olmuş Sonra Tifüs Az Daha Ölüyormuş.Aslında Meseleyi Sessizliğin Sesleri Gazetesinde ve 1914 Kışında Sarıkamış Karları Şiirinde Çok Güzel Anlatmışınız.Bu Yazınızın ve Şiirinizin Altına Dedelerim Sağ Olsaydı Kesinlikle İmzalarını Atarlardı.Mesela Ermenilerin Burada Yaptığı Hıyanetten Hiçbir Yerde Söz Edilmez.Ama Dedelerimin Her İkisi de Bizlere Bu Hıyaneti Bütün Safhaları İle Anlattılar.Onlardan sonra Bu Hıyanetten Bahseden İlk İnsan Sizsiniz.Aslında Bunu Hükümette Askerde Türkte Kürtte Biliyor Ama Ne Gayeyle İse Asla Sözünü Etmiyorlar.Saygılar Sunuyor Hararetle Ellerinizi Sıkıyor ve Bu Yazı-Şiir-Sergi İçin Size Teşekkür Ediyorum.
Ben bir Fransız kafilesiy ile Erivanaa gitmiştim.Her geleni kolundan tutup o anıta götürüyorlar.Oradaki yalan soykırımının anıtı dev gibi bir şeydi.Üstünde meşale falan yakıyorlar.Adamlar yalanı cilalamışlar bizimkiler ne hakikati anlataıbilme becerisindeler ne anıt yapma.İşte bir Halacoğlu vardı onuda atıp rahata kavuştulrar..
Günay Bey O fotoğraftaki askerlerden biri dedemmiş.Babam dedi.Tıpkısı amcamlarda vardı.Şimdi oraya gidip bakıcam..
Teşekkür ederiz.İyi bir sergi.Çok güzel diyecektim ama böyle acı bir olayda o sözü kullanamadım.İnsanın o fotoğraflardaki kahraman yüzleri görünce kahrolası geliyor.Teşekkür ediyorum.
Sayın Yazarım, Benim Dedelerimin İkisi Birden Bu Savaşa Katılmış.Birisi Savaştan Yara Alıp Çıkmış Ama Açlıktan Ağır Hastalanmış Aylarca Hasta Yatmış.Annemin babası Yaralanmamış Ama Önce Dizanteri Olmuş Sonra Tifüs Az Daha Ölüyormuş.Aslında Meseleyi Sessizliğin Sesleri Gazetesinde ve 1914 Kışında Sarıkamış Karları Şiirinde Çok Güzel Anlatmışınız.Bu Yazınızın ve Şiirinizin Altına Dedelerim Sağ Olsaydı Kesinlikle İmzalarını Atarlardı.Mesela Ermenilerin Burada Yaptığı Hıyanetten Hiçbir Yerde Söz Edilmez.Ama Dedelerimin Her İkisi de Bizlere Bu Hıyaneti Bütün Safhaları İle Anlattılar.Onlardan sonra Bu Hıyanetten Bahseden İlk İnsan Sizsiniz.Aslında Bunu Hükümette Askerde Türkte Kürtte Biliyor Ama Ne Gayeyle İse Asla Sözünü Etmiyorlar.Saygılar Sunuyor Hararetle Ellerinizi Sıkıyor ve Bu Yazı-Şiir-Sergi İçin Size Teşekkür Ediyorum.
(Yorumum çıkmamış.Yeniden yazıp yolluyorum.)
Sağolun varolun.Elinize yüreğinize sağlık.Çok duygulandırdınız bizi.Memleket nasıl mahvediliyor işte onun dersidir bu.Ey Atatürk nerdesin !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Şu yoruma katılıyorum.Ben yazmış Gibi.(Memleket nasıl mahvediliyor işte onun dersidir bu. Ey Atatürk neredesin !)
Teşekkür ederiz.Fotoğraflar insana çok şeyler anlatabiliyor.
Sevgili Okurlar
"Fotoğrafların kalitesi değil, verdiği bilgi önemlidir" derseniz bu sergi hepimiz için yeterli olacaktır. Sanatsal izler arayanlaraysa sözümüz yok. Onları tatmin edebilecek tek kareyi çeken okurumuz da maalesef otomatik objektif ayarına kurban gitmiş.
Sergiler konusundaki düsturumuzu hepiniz biliyorsunuz. İlk sayfamızda da belirttiğimiz gibi bizim için önemli olan bilgiye ulaşabilmek.
Yurdumuzu böyle kötü yöneticilerden, yabancıların değerlerimizle oynamasından, dost bildiklerimizin ihanetinden ve savaşların acımasızlığından koruması için hep birlikte Yüce Allah'a dua edelim.
Huzur ve mutluluklar dileğiyle...
Saygılarımızla
Yazarlar ve Ozanlar'ın
"Sessizliğin Sesi Grubu"
Yayın Kurulu
Acı: Tarihimizden acı bir sayfa.
Hocam sağol.
teşekkür ediyoruz
Oraları gezmek istiyoruz,fekat hayat şartlarının günden güne kötü tarafa götürüldüğü bu günümüzde bunun ucuz bir yolu yokmudur,olması gereklidir.Millet işsiz.Konaklama çok maliyetli.Biraz indirim imkanı verilmeli veya ev pansiyonlar açılmalı.Bu ilan edilmeli.Biray sonra orada törenler olucak.Hemence ilan edilmesi gereklidir.
Günay beyamcayateşekür ediyorus
Ben ermeni anıtını gördüm Türkiyeninki ile kıyaslanamaz.
sayın ilgili,
Sergi fotoğrafları arasında yer alan bazılarının Sarıkamış'la hiçbir ilişkisi olmadığını hatırlatmak istiyorum. Yukarıdan aşağı, 5, 6, 7, 8ve 9. resim Sarıkamış yıllarına değil, 1916 yılına aittir. Resimde görülenler de Alman kayak ustası subayların yetiştirdiği kayaklı birliklerimize aittir.
134. resim güney cephelerine giden bir birliğimizi gösteriyor. 15. ise, Çanakkale savaşı gazilerinin birkaçına ait. 16. resmin alt yazısında yer alan ifadeler de oldukça yanlış: Alman Askeri Yardım Anlaşması çerçevesinde, tüm askeri yazışmalar iki nüsha, biri Almanca yapılıyor ve bu nüsha Almanya'ya yollanıyordu. Savaşın bitiminde Türk Genelkurmayında ünlü Çanakkale Kahramanı(!)Cevat Paşa'nın götürülmesine göz yumduğu bu arşiv, 'çalınma' değildir. Anlaşma gereği götürülmüştür. Engel olunsa tabii ki götürülemezdi... Saygılarımla
Yorum Gönder